Bugün, 10 Kasım 2025 Pazartesi

Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye bağlı bir il olması mı gerekli?

kıbrıs zaferinin gerçek kahramanı kim dir?

Tarih: 22.10.2025 12:31 Güncelleme: 22.10.2025 12:31
Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı bir “tek kişinin zaferi” değil, Türkiye’nin siyasi, askerî ve diplomatik kadrosunun ortak bir millî başarısıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tufan Erhürman’ı KKTC Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından tebrik etti ve Türkiye olarak Kuzey Kıbrıs’ın egemenlik haklarını birlikte savunacaklarını belirtti. Erhürman da dış politikada ve Kıbrıs sorununda Türkiye ile istişare içinde çalışacaklarını ifade etti. Bu, iki liderin iş birliği ve karşılıklı diyaloga verdiği önemi gösteriyor.

Devlet Bahçeli'nin tartışmalara açtığı bu konu gerçekten Türkiye'de Kuzey Kıbrıs Türk devleti olarak değil de Türkiye'nin bir ili olması gereklimi ?

Bu konu gerçekten tartışmalı ve farklı bakış açıları var. Kıbrıs’ın statüsü ve siyasi durumu, uluslararası ilişkilerde hep önemli bir mesele olmuştur. Tabii ki bu tür konularda birçok farklı görüş ve yaklaşım mevcut.

Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye bağlı bir il olması mı gerekli?

Çünkü İsrail, Kuzey Kıbrıs Rus Bölümüne silah yığına yaptığı için bizim Kuzey Kıbrıs Türk Bölümü'nün devlet olarak, cumhuriyet olarak Türkiye'nin sınırlar içerisinde il olmasımı gerekiyor.

Kıbrıs’ın daha bütüncül bir yapıda Türkiye ile entegrasyonunu savunuyorsun. Bu tür jeopolitik konular, uluslararası ilişkilerde gerçekten hassas ve karmaşık. Tabii ki farklı ülkelerin ve bölgelerin de kendi çıkarları ve politikaları var. Bu konu  tartışmalara açıldı.

Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974’te başladı.

İktidarda Olan Hükûmet Bülent Ecevit (CHP) – Necmettin Erbakan (MSP) koalisyon hükûmetiydi,

Türkeş’in Konumu: Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Genel Başkanıydı. Hükûmette yer almıyordu, ancak aktif muhalefet lideriydi.

Devlet Bahçeli'den önce Eski MHP Genel Başkanı Türkeş, Kıbrıs meselesini uzun yıllar önceden gündemde tutan isimlerden biriydi.

1960’ların başından itibaren “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” söylemini ve TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) fikrini savunmuştu.

Asker kökenli olduğu (Kurmay Albay, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası “Millî Birlik Komitesi” üyesi) için Kıbrıs’taki askerî dengeleri ve jeopolitik önemi iyi biliyordu.

1974’teki Harekât öncesinde Türkeş, Türkiye’nin Kıbrıs’a askerî müdahale yapması gerektiğini açıkça savunuyordu.

Ecevit-Erbakan hükûmeti harekât kararı aldığında, Türkeş milli bir mesele olarak destek verdi.

Mecliste ve kamuoyunda yaptığı açıklamalarda, “Bu bir millî davadır, hükümete tam destek verilmelidir” ifadeleriyle ulusal birlik çağrısı yaptı.

Partisi MHP de bu dönemde hükümete karşı muhalefetini durdurarak Kıbrıs operasyonuna tam destek açıkladı.

Türkeş, daha sonraki yıllarda özellikle 1980 öncesi ve sonrasında yaptığı konuşmalarda, Kıbrıs Harekâtını “Türk milletinin onur zaferi” olarak nitelendirmiştir.

Ayrıca, Ecevit’in siyasi olarak harekâtın önderi olarak anılmasına rağmen, milliyetçi çevrelerde Türkeş’in uzun yıllar süren uyarıları ve hazırlıkları bu başarıda pay sahibi olarak görülmüştür.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Necmettin Erbakan’ın tutumu, Türkiye’nin askeri müdahalesine en kararlı destek veren ve hatta harekâtın uygulanmasında öncü rol oynayan siyasi duruşlardan biriydi.

11 aylık  Ocak 1974 – Kasım 1974) Sol ve Sağ Koalisyon Ortaklığı ile kurulan  CHP'de Bülent Ecevit Başbakan , Millî Selamet Partisi  MSP'de  Necmettin Erbakan Başbakan Yardımcısı

Bu iki liderin ideolojik olarak çok farklı olmalarına rağmen, Kıbrıs konusunda tam bir fikir birliği içinde oldukları dikkat çekicidir.

15 Temmuz 1974’te Yunan destekli Samson darbesi Kıbrıs’ta gerçekleşti. Bu, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama girişimiydi (ENOSİS).

Erbakan, bu darbe olur olmaz, “Türkiye derhal fiilî müdahaleye hazırlanmalıdır” diyerek sert bir tavır aldı.

Hükûmet içinde bazı bürokratlar ve diplomatlar temkinli yaklaşırken, Erbakan “Zaman kaybedilirse Türk halkı büyük bir katliamla karşılaşır” uyarısında bulundu.

MGK (Millî Güvenlik Kurulu) toplantılarında askerî harekâtın gerekliliğini ısrarla savundu.

9 Temmuz 1974’te yapılan kritik Bakanlar Kurulu toplantısında Erbakan: “Türkiye, Kıbrıs’taki garantörlük hakkını kullanmak zorundadır.
Bu sadece bir hak değil, bir dini ve millî sorumluluktur.” diyerek harekâtın başlatılması yönünde kararlı tavır aldı.

Ecevit de bu görüşe katıldı; böylece oybirliğiyle Kıbrıs’a müdahale kararı alındı.

Erbakan’ın bu süreçte özellikle İngiltere ile ortak müdahale teklifine karşı çıkması, yani “Türkiye tek başına girsin” yönündeki tutumu da etkili oldu.

Harekât 20 Temmuz 1974 sabahı başladı.

Erbakan, hükümet adına “Bu, mazlum kardeşlerimizin kurtuluş mücadelesidir” açıklamasını yaptı. Operasyonun sadece askeri değil, ahlaki ve İslami yönüne vurgu yaparak, Kıbrıs Türklerinin zulümden kurtarılmasını “cihad görevi” olarak nitelendirdi. TSK’nın moral desteği için çeşitli cephe karargâhlarını ziyaret etti.

Erbakan, harekâtın ikinci aşaması (14–16 Ağustos 1974) sırasında da operasyonun tamamlanması gerektiğini savundu:

“Girne’ye indik ama yarım kalmasın; adanın güvenliği tam sağlanmalıdır.” Bu tavrı, bazı Batılı ülkelerin “durdurun” baskısına rağmen Türkiye’nin ikinci harekâtı yapmasında etkili oldu. Daha sonra yaptığı konuşmalarda, Kıbrıs Barış Harekâtı’nı “Türk milletinin İslam dünyasındaki liderlik misyonunun göstergesi” olarak tanımladı.

Necmettin Erbakan, 1974 Ağustos tarihinde  TBMM de yaptığı konuşmada, Kıbrıs Harekâtı, sadece bir askerî zafer değildir.
Bu, Türk milletinin ve İslam dünyasının adalet bayrağını yeniden yükselttiği gündür.” dedi

ve Başbakan Bülent Ecevit.
Harekât kararını resmen alan hükümetin başıydı. 15 Temmuz 1974’teki Yunan darbesinden sonra “Garanti Antlaşması gereği müdahale hakkımızı kullanacağız” diyerek dünya kamuoyuna Türkiye’nin kararlılığını duyurdu.

İngiltere’nin ortak müdahale teklifini reddedip Türkiye’nin tek başına girmesi kararını verdi. Bu yüzden halk arasında “Kıbrıs Fatihi” olarak anıldı.

Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan,
Ecevit’in kararına en güçlü desteği veren kişiydi.
Hükûmet içindeki bazı çekincelere rağmen “Askerî müdahale derhal yapılmalıdır” diyerek kararlılığı artırdı.
Harekâtın “İslami ve millî bir görev” olduğunu vurguladı.
Özellikle ikinci harekâtın yapılması konusunda bastırarak Türkiye’nin adadaki kalıcı kontrolünü sağladı.

MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş,
Hükûmette yer almamasına rağmen millî bir mesele olarak harekâta tam destek verdi.
1960’lardan beri Kıbrıs’ta Türk varlığının korunması için yoğun şekilde çalışmış, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” sloganını siyasete taşımıştı.
Harekât sonrasında “Bu milletin şerefidir” diyerek ulusal birliğin sürmesini sağladı.

Askerî Kahramanlar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar, Operasyonun askerî planını yöneten en üst düzey komutandı.

Harekâtın planlanması, donanma–hava–kara koordinasyonu ve disiplinli yürütülmesinde başrol oynadı.

Kıbrıs Türk Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Bedrettin Demirel Harekât sırasında sahadaki birliklerin koordinasyonunda etkiliydi.

Lefkoşa çevresinde en kritik muharebelerin komutasını yürüttü.

Tuğgeneral Nurettin Ersin , Tümen Komutanı olarak Girne çıkarmasını yönetti. Türk birliklerinin Kıbrıs’a ilk çıkışını başarıyla gerçekleştiren komutandı.

Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri personeli İlk defa bu ölçekte ortak amfibi harekât yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tarihindeki en koordineli operasyonlardan biri oldu.

Kıbrıs Türk Direnişi (TMT ve Halk) Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), 1958’den beri Kıbrıs Türklerinin öz savunma örgütüydü.

TMT lideri Rauf Denktaş ve direnişçiler, yıllarca Rum saldırılarına karşı direnerek Türkiye’nin müdahalesini meşru zemine taşımışlardır.

Özetle,

Gerçek kahraman, Türk milleti ve onun askeridir.
Siyasi irade (Ecevit–Erbakan), askerî komuta (Sancar ve subayları) ve Kıbrıs Türk halkı birlikte bu zaferi kazandı.

Ama halkın dilinde sembolik olarak:

Ecevit: “Kıbrıs Fatihi”

Erbakan: “Kararlılığın Lideri”

Türkeş: “Davanın fikir babası”

TSK ve Kıbrıs Türk halkı: Zaferin gerçek mimarıdır.

TÜRKİYE'NİN BİR İLİ OLMASADA TÜRK MİLLETİNİN BİR TÜRK DEVLETİDİR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.